SUNNEI x Camper: Moda Kurgusuna Alternatif Bir Bakış

Kapak Fotoğrafı: Mattia Micheli
SUNNEI moda dilini baştan tanımlamak gibi bir iddia öne sürmüyor fakat o dilin nerelerde tökezlediğini çok iyi gözlemliyor. Milano çıkışlı markanın son yıllarda inşa ettiği dünya, klasik sokak giyiminin sınırlarını yeniden çiziyor. Minimal veya maksimal bir stile kendini sıkıştırmıyor. Belki de mesele, zaten tam olarak bir yerle kısıtlanmamakta.
SUNNEI x Camper
Camper ile yürütülen “Pelotissima” işbirliği bu yaklaşımın güncel bir örneği. Teknik detayları yerli yerinde, estetik dili kontrollü. Fakat asıl dikkat çeken, bu işbirliğinin ayakkabı tasarımının ötesine geçmesi, gündelik olanla kurulan ilişkiyi yeniden düşünmeye davet etmesi. Nesne üzerinden değil, bağlam üzerinden yaklaşmayı tercih ediyorlar.
SUNNEI x Camper
SUNNEI’nin defileleri de benzer bir yerde duruyor. Moda şovlarının doğasına müdahale eden, izleyiciyi pasif bir alıcı konumundan aktif bir katılımcı rolüne sokan öneriler sunuyor. Katılım, performans ve hatta rahatsızlık, hepsi bu anlatının bir parçası. Seyircinin nerede durduğunu sorgulatan bir sistem yaratıyor ama bunu yüksek sesle değil, dikkatli bir sessizlikle yapıyor.
Tam da bu noktada, “Seyirci olmak gerçekten de edilgen olmak mıdır?” sorusu akla geliyor. Rancière’in yaklaşımında, seyirci yalnızca izleyen değil kendi bağlamını kuran, anlamı yeniden inşa eden bir figürdür. SUNNEI’nin sunumları da bu anlayışa yakın duruyor. Seyirciye, verilmiş bir mesajı çözmekten ziyade onun kendi deneyimini üretmesine alan açıyor. Göstermenin değil, birlikte düşünmenin peşinde bir öneri sunuyor.
SUNNEI x Camper
Estetik olarak ise SUNNEI kendini tekrar etmemekle ilgileniyor gibi görünüyor. Renk, oran ve materyal seçimlerinde sezgisel bir oyun alanı var. Her koleksiyonda aynı dili konuşmak yerine, o dili her defasında yeniden kurmaya çalışıyor. Bu da markayı tanımlamayı zorlaştırıyor, belki de asıl niyet tam olarak bu.
SUNNEI x Camper
SUNNEI moda dünyasında kolayca konumlanabilecek bir yerde durmuyor. Ne tamamen radikal ne de konvansiyonel. Fakat her adımında, başka bir şeyin mümkün olabileceğini hatırlatıyor. Bu da onu, izlemeyi değil düşünmeyi gerektiren bir markaya dönüştürüyor.