Sedef Ertekin – Yaz Bitmeden İstanbul’da Uğranacak En Güzel Mekanlar

Yazın son günleri yaklaşırken, İstanbul hala büyüleyici enerjisiyle davetkar. Boğaz’a karşı uzanan manzaralar, tarihle iç içe mekanlar ve lezzet dolu sofralar, şehrin cazibesini daha da artırıyor. Gündüz serin bir terasta kahvenizi yudumlamak, akşam ise müzik ve gastronominin birleştiği sofralarda buluşmak için hala bolca sebep var. İstanbul’un ruhunu yansıtan bu mekanlar, yazı unutulmaz anılarla kapatmak isteyenler için birebir. İşte yaz bitmeden mutlaka uğramanız gereken adresler…

 

Toro Latin Gastro İstanbul

İstanbul Boğazı’nın en göz alıcı noktalarından biri olan Six Senses Kocataş Mansions içinde yer alan Toro, Pan Latin ve Asya mutfaklarının yaratıcı birleşimini sunuyor. 250 yıllık tarihi bir hamamın büyüleyici atmosferinde konumlanan mekan, sadece tabaklarıyla değil, bulunduğu eşsiz ortamıyla da fark yaratıyor. Tarihi doku, çağdaş tasarım ve Boğaz manzarası bir araya gelerek sofistike bir deneyim sunuyor. Ünlü şef Richard Sandoval’ın imzasını taşıyan menüde melcocha soslu çıtır karides, angry sushi, beef taco ve adobo soslu tavuk gibi spesiyaller öne çıkıyor. Taze malzemeler ve rafine tekniklerle hazırlanan bu tabaklar, sıradan bir akşamı unutulmaz bir lezzet yolculuğuna dönüştürüyor. Toro Latin Gastro İstanbul, yaz bitmeden hem tarih hem manzara hem de damak zevkini aynı sofrada yaşamak isteyenler için kusursuz bir adres.

 

Barboon by Atlas Balık

Boğaz’ın serin rüzgarlarını, taze balık kokularıyla buluşturan Barboon by Atlas Balık, yıllardır deniz ürünlerine gönül vermiş bir ailenin emeğini yansıtıyor. İstanbul’un en özel balık restoranlarından biri olarak öne çıkan mekan, yalnızca yemek değil, unutulmaz bir atmosfer de sunuyor. Menüdeki her detayda tazelik ön planda; mevsiminde yakalanmış balıklar, deneyimli şeflerin ellerinde mezelerle buluşuyor. Boğaz’ın büyüleyici manzarası eşliğinde sofranıza gelen tabaklar, yazın keyfini en rafine haliyle yaşatıyor. Burada bir akşam geçirmek, sadece lezzet değil aynı zamanda bir İstanbul klasiğini deneyimlemek anlamına geliyor. Yaz bitmeden Boğaz’ın ruhunu hissetmek isteyenler için Barboon by Atlas Balık kesinlikle listenin başında olmalı.

 

Frankie İstanbul

Şehrin kalbinde farklı mutfak kültürlerini bir araya getiren Frankie İstanbul, “MediterrAsian” konseptiyle öne çıkıyor. Yerel malzemeleri ve Akdeniz’in zengin ürünlerini, Asya mutfağının rafine teknikleriyle harmanlayan menü, misafirlere sıra dışı bir deneyim sunuyor. Frankie sadece gastronomiyle değil, müzikle de ruhu besliyor. Gün boyunca new jazz, nu soul ve Latin ezgileri eşlik ederken, akşam ilerledikçe ritim yükseliyor ve organik disko atmosferi başlıyor. Bu sayede Frankie, yemekle eğlencenin kusursuz bir buluşma noktası haline geliyor. Yaz geccelerini unutulmaz kılmak isteyenler için Frankie, İstanbul’un enerjisini hissettiren en keyifli adreslerden biri olmaya devam ediyor.

 

Izaka Terrace

Gümüşsuyu’nda, CVK Park Bosphorus Hotel’in teras katında konumlanan Izaka Terrace, İstanbul’un eşsiz silüetiyle Boğaz manzarasını bir araya getiriyor. Yenilenen menüsüyle dikkat çeken mekanda Head Chef Serhat Eliçora ve ekibi, Anadolu’nun renkli mutfak mirasını dünya lezzetleriyle harmanlıyor. Samimi ve şık atmosferiyle öne çıkan Izaka Terrace, misafirlerine kişiselleştirilmiş bir deneyim sunuyor. Menüdeki çeşitlilik özel şarap koleksiyonu ve seçkin kokteyl alternatifleriyle tamamlanıyor. Yazın serin akşamlarında Boğaz’a karşı bir kadeh eşliğinde bu sofraya oturmak, sadece yemek değil, İstanbul’un ruhunu doyasıya yaşamak anlamına geliyor.

 

Kıyı

1966’dan bu yana Tarabya’nın simge mekanlarından biri olan Kıyı Restoran, lezzeti, tarihi ve sanatı bir araya getiriyor. Kurucusu Yorgi Sabuncu’nun mirasını sürdüren mekan, yıllardır balık ve deniz ürünlerinde değişmeyen bir kalite sunuyor. Ancak Kıyı’yı farklı kılan sadece menüsü değil; aynı zamanda içeri adım attığınız anda sizi karşılayan sanat dolu atmosferi. Duvarlarda Ara Güler’den Bedri Baykam’a kadar birçok sanatçının eseri yer alıyor. Bu sayede yemek yerken adeta bir sanat galerisinde vakit geçiriyorsunuz. Tarabya’nın büyüleyici sahilinde, taze balık eşliğinde sanatla iç içe bir akşam geçirmek isteyenler için Kıyı, İstanbul’un zamansız adreslerinden biri.

 

Kaicy

Adını Antakya Arkeoloji Müzesi’nde bulunan antik bir Roma mozaiğinden alan Kaicy, “misafirperverlik” felsefesini sofralarına taşıyor. Tarabya’da Boğaz’a nazır konumlanan mekan, Antakya, Halep, Beyrut ve Kudüs mutfaklarını modern İstanbul dokunuşlarıyla harmanlıyor. Her tabak, geçmişin tatlarını bugünün yorumuyla yeniden hayat buluyor. Özenle seçilmiş malzemeler, çağdaş sunumlarla birleşerek sadece yemek değil, bir hikaye sunuyor. Boğaz’ın serin akşamlarında Kaicy’de oturmak, hem damak hem ruh için zenginleştirici bir deneyim. Yaz bitmeden lezzet, manzara ve anlam arayanlar için Kaicy ideal bir durak.

 

Sax Türkiye

Six Senses Kocataş Mansions içinde yer alan Sax, İstanbul gecce hayatına modern ve zarif bir dokunuş katıyor. Tarihi taş duvarların arasında yükselen çağdaş tasarımıyla geçmişin asaletini bugünün estetiğiyle buluşturan mekan, müzik, lezzet ve atmosferi bir araya getiriyor. Ormanların arasından Boğaz’a selam duran bu lounge, sadece bir yemek değil, tüm duyulara hitap eden bir deneyim sunuyor. Yaz akşamlarında kalabalıktan uzak ama şehrin enerjisini hissettiren bir ortam arayanlar için Sax, müzikle sarılmış unutulmaz anlar vadediyor.

 

Zenkai Restaurant & Bar

Ajia Hotel’in içinde yer alan Zenkai Restaurant & Bar, ünlü şef Murat Bozok liderliğinde Asya ve Akdeniz mutfağının en özel lezzetlerini sunuyor. Boğaz’ın eşsiz manzarasına karşı konumlanan mekan, zarif atmosferiyle yaz akşamlarını unutulmaz kılıyor. Menüde özenle hazırlanan tabaklar hem görselliği hem de lezzetiyle birer sanat eseri niteliğinde. Özellikle açık havada, Boğaz’ın mavisi ve tarihi dokusuyla çevrili bir sofrada vakit geçirmek, Zenkai’de bambaşka bir keyfe dönüşüyor. Yaz bitmeden gastronomi ve manzarayı bir arada yaşamak isteyenler için ideal bir adres.

 

Lacivert Restaurant & Bar

Boğaz’ın klasiklerinden biri olan Lacivert, köklü mutfak geleneğini bugüne taşıyor. “Yerele Saygı” anlayışıyla hareket eden restoran, doğayla uyumlu tedarik zinciriyle öne çıkıyor. Menüde bölgenin sunduğu en taze ürünler, ustalıkla hazırlanarak modern sunumlarla birleşiyor. Boğaz kıyısında hem zarif hem de sürdürülebilir bir deneyim sunan Lacivert, İstanbul’un ruhunu tabaklara yansıtıyor. Yaz bitmeden Boğaz’ın serinliğinde, tarihiyle iç içe bu sofrada vakit geçirmek, şehrin enerjisini doyasıya hissetmek isteyenler için unutulmaz bir seçim.

Başa dön tuşu